Erişilebilirlik

12 Ekim 2005: Merkel'in Almanya Başbakanlığı Gazetelerde Yankı Buluyor


Almanya’da Hristiyan Demokratlarla Sosyal Demokratların Angela Merkel başkanlığında bir koalisyon hükümeti kurma konusunda uzlaşması, Amerikan basınında da yankı buluyor. New York Times, Merkel’in başbakanlık koltuğuna oturmasına rağmen kabinedeki bakanlıkların yarısını Sosyal Demokratlara vermek zorunda kaldığına dikkat çekiyor ve Merkel’i hem ekonomik reformlar hem de dış politika konusunda zor günlerin beklediği yorumunda bulunuyor:

"İki parti, dış politika konusunda genelde anlaşsa da Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği önemli bir görüş ayrılığı oluşturuyor. Bu konuda Sosyal Demokrat partili dışişleri bakanı, Merkel’in muhalefetini aşmak zorunda kalacak. Merkel’in liderliği esas olarak bu aşamada bir sınavdan geçecektir."

Christian Science Monitor ise Doğu Almanya kökenli ilk kadın başbakanın ekonomik reform konusunu öne çıkarmasına rağmen kadınların ve Doğu Almanların yaşadığı sorunlar konusunda önemli adımlar atabileceğini vurguluyor. Gazete, bu konularda atılacak adımların Alman ekonomisine canlılık kazandırılması açısından da önem taşıdığını savunuyor:

"Almanya’nın yeni başbakanının istikrarsızlık potansiyeli taşıyan koalisyon hükümetine önderlik etmesi ve ülkede dönüşüm sağlaması için çok fazla çaba harcaması gerekiyor. Fakat bu, sadece doğru bir reform politikasıyla sağlanamaz. Merkel, taşıdığı kişisel özellikler nedeniyle Alman nüfusunun büyük bir kısmına örnek olacak, cesaret verecek ve önderlik yapacak bir potansiyele sahip. Nüfusun bu kesimlerinin kullanılmayan potansiyelini açığa çıkarmak, bütün Almanya’nın çıkarına olacaktır."

Washington Post ise Pakistan’daki deprem sonrasında bölgeye uluslararası yardımın akmaya başladığını belirtiyor ve hem bu yardımın dağıtılması, hem de yeniden inşa çabalarında koordinasyonun büyük önem taşıdığını vurguluyor. Gazete, benzer bir felaketin tekrarlanmaması için kentlerin güvenli bölgelere kurulması ve inşaatların denetimi konusunda yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini savunuyor:

"Bu trajedinin belki de tek olumlu tarafı yeni yaklaşımların önünü açması olacaktır. Belki daha güvenli binalar inşa edilmesini teşvik edecek bir sigorta sistemi kurulabilir veya jeopolitik anlamda bir ilerleme sağlanabilir. Türkiye’deki 1999 depreminden sonra Yunanistan’ın bu ülkeye yardım teklif etmesi iki düşman ülke arasında diplomatik yakınlaşma sağlamıştı. Keşmir depreminden sonra da Hindistan’ın yardım teklifi Pakistan tarafından kabul edildi. Belki bu jest, Hindistan’la Pakistan arasında yakınlaşma sağlanmasına yardımcı olabilir."

Boston Globe da, depremden en fazla etkilenen Keşmir bölgesinin sadece jeolojik değil aynı zamanda siyasi bir fay hattı üzerinde bulunduğuna dikkat çekiyor. Hindistan ve Pakistan’ın daha önce Keşmir nedeniyle iki kez savaştığını hatırlatan gazete, ölüm oranının bu kadar yüksek olmasını, bölgedeki geri kalmışlığa bağlıyor:

"Hindistan’ın yardım önerisinde bulunması, bazı çevreler tarafından önemli bir jest olarak değerlendirildi. Ancak asıl jest, Keşmir sorununun çözülmesidir. Bağımsızlık seçeneğini de içeren bir referandum önerisi, her iki taraftaki militanlar tarafından da kabul görmüyor. Depremden ölenlerin sayısı Keşmir’deki çatışmalardan ölenlerin sayısına göre çok düşük kalıyor."
XS
SM
MD
LG