Erişilebilirlik

'Sınır Ötesi Harekat Doğru Olmaz'


Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü tarafından düzenlenen yedinci yıllık Turgut Özal Konferansında, Amerika Dışişleri Bakanının Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Yardımcısı Büyükelçi Dan Fried Türk-Amerikan ilişkilerinin önemine değinen bir konuşma yaptı.

Amerika Dışişleri Bakan Yardımcılarından Büyükelçi Dan Fried konuşmasına Türk-Amerikan ilişkilerinin zengin geçmişine değinerek başladı. Büyükelçi, Türkiye’yle Amerika’nın Kore’den başlayarak, Bosna, Afganistan ve Irak gibi bölgelerde birlikte çalıştığını, ortak çıkarlara ve en önemlisi ortak değerlere sahip olduğunu vurguladı. Fried, Türkiye’nin özgürlük ve demokrasi ideallerine bağlılığını kanıtladığını dile getirdi. Başkan Bush’un, demokrasinin yayılması ve böylelikle güvenliğin sağlanması şeklindeki vizyonunda Türkiye’nin de önemli bir rolü olduğunu belirten Amerikalı Bakan Yardımcısı şöyle konuştu:

“Türk-Amerikan ortaklığı, genişletilmiş Ortadoğu bölgesinde demokrasinin yayılması; Gürcistan’da ve Güney Kafkaslarda istikrarın sağlanması gibi konular üzerinde yoğunlaşacaktır. Orta Asya’da Türkiye çok önemli bir rol üstlenecektir. NATO’nun değişim sürecinde Türkiye’den destek bekliyoruz. Afganistan ve Irak’ta zaten Türkiye’yle birlikte çalışıyoruz. Suriye ve İran'da başarmamız gerekenler konusunda da Türkiye’yle danışma içinde olacağız. Yani Türk-Amerikan ortaklığının çok zengin bir gündemi var.”

Irak konusuna da değinen yetkili, Amerika’nın, toprak bütünlüğünü ve birliğini muhafaza eden federal bir Irak’ı desteklediğini vurguladı. Terör örgütlerinin Irak’ı kendilerine mesken edinmelerine izin verilmeyeceğini kaydeden Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried, Amerika’nın PKK’yı bir terör örgütü olarak gördüğünü, ve örgüte karşı Türkiye ve Amerika’nın ortak çalışma içinde olduğunu vurguladı.

Büyükelçiye yöneltilen soruların hemen hepsi yasa dışı PKK örgütünün Irak’taki varlığıyla ilgiliydi. Amerikalı yetkili, son zamanlarda yoğun olarak tartışılan, Türkiye’nin, Irak topraklarında PKK’ya karşı sınır ötesi operasyon düzenlemesi konusunda şunları söyledi:

“Elbette, Türkiye gibi biz de PKK’yı terör örgütü olarak görüyoruz. Irak’ta PKK’ya izin verilmemesi gerektiğine biz de katılıyoruz. Türk halkının artan terör eylemleri karşısındaki tepkisini anlıyoruz ve paylaşıyoruz. Ancak, sıcak takip – yani çatışmaların şiddetini arttıracak adımlar atılması en doğru yol değildir.”

Konferansı düzenleyen Washington Enstitüsü Türkiye Programı yöneticisi Soner Çağaptay konuşmadan sonra sorularımızı yanıtladı. Çağaptay, PKK’ya karşı sınır ötesi operasyon düzenlenmesi konusunda şöyle konuştu:

“Şimdi Washington’da görünen şu; çeşitli yerlerde yaptığım sohbetlerden edindiğim izlenim de bu şekilde: Türkiye’nin kendi sınırları dahilinde PKK’yla olan mücadelesini Amerika son derece meşru olarak görüyor. Buna hiçbir itirazı yok. Hatta bu konuda, Türkiye’nin atacağı adımları Avrupa Birliği’nin tersine ciddi olarak destekliyor. Bunu demeçlerde de gördük, söylemde de gördük... Nitekim bu çok şaşırtıcı değil, çünkü 1990’larda da Amerika’nın tavrı böyleydi. Ancak, 1990’ların tersine farklı olan bir boyutu var: O da, bu kez, Türkiye’nin sınır ötesi hareketlere girişmesine sıcak bakmadığını görüyoruz Washington’un. Bu şaşırtıcı, çünkü Türkiye 1990’larda sınır ötesi harekatlara sıkça girişmiştir, ve Amerika bunların hepsini desteklemiştir. Bu kez desteklemiyor. Bunun arkasında çeşitli sebepler var: Bunların başında da Amerika, Irak’ta Pandaora’nın Kutusunu açmak istemiyor. Çünkü, bir ülkenin sınır ötesi harekat düzenlemesine izin verirse, başka devletlerin müdahalesine de izin vermek zorunda kalacak. Amerika bu ikilemden kaçınmaya çalışıyor. Tabii, bu Türkiye açısından kabul edilebilir değil... Dolayısıyla Türkiye Amerika’ya bu mesajı çok net olarak vermesi lazım. PKK sıkıntısının 6 ay öncesi gibi artık idare edilebilir bir sıkıntı olmadığını; gerektiğinde Türkiye’nin sınır ötesi harekata girişme hakkını saklı tuttuğunu söylemesi lazım.”

Washington’da Türk-Amerikan ilişkilerinin ele alındığı önemli toplantılardan biri sayılan Turgut Özal Konferansında ilişkilerin geleceği de doğal olarak ele alındı. Çağaptay, önümüzdeki yaz aylarındaki gelişmelerin, ilişkiler açısından önemli olduğunu söyledi:

“Kısa dönemde iki sorun görüyorum ben; özellikle yaz ayları için... Birincisi, Türkiye’nin bakış açısından az önce bahsettiğimiz PKK sorunu. Amerika açısından gördüğüm sorun ise, Suriye meselesi. Türkiye-Suriye ilişkilerinin hangi yönde ilerleyeceği; Amerika’nın Suriye’yi tecrit etme politikasına Türkiye’nin destek verip vermeyeceği sorusu çok soruluyor. Eğer, yaz aylarında Türkiye bu siyaset aleyhinde adımlar atarsa, bunun çok ciddi sorunlar yaratacağını düşünüyorum. Nasıl, Amerika’nın PKK konusunda atmayı reddettiği adımlar Türkiye’de sıkıntı yaratacaksa; aynı şekilde, Türkiye’nin de Suriye konusunda atmayı reddettiği bazı adımlar Washington’da sıkıntı yaratacak. İşte bu iki konuda yaz aylarında bir kriz yaşanmazsa, o zaman sonbaharda Türk-Amerikan ilişkilerinin gündemini dolduracak adımlar atabiliriz.”

Her iki ülkenin yetkilileri Türk-Amerikan ilişkilerinin ortak değerler ve ortak çıkarlar üzerine dayalı olduğunu söylerken, tarafların birbirinden karşılıklı olarak belirli beklentileri olduğu, bu yılki Turgut Özal konferansında da açıkça görülüyordu.

XS
SM
MD
LG