Erişilebilirlik

13 Temmuz 2005: Karl Rove'un Basına Bilgi Sızdırması Olayı Tartışılıyor


Adı, bir CIA ajanının isminin açıklanmasına karışan Başkan Bush’un baş siyasi danışmanı Karl Rove’a yönelik eleştiriler giderek artıyor. Hatırlanacağı gibi, CIA ajanı Valerie Plame’ın diplomat olan eşi Joseph Wilson, Saddam Hüseyin’in Nijer’den uranyum aldığı iddiasını araştırmış, ancak hazırladığı raporda bu iddiayı kanıtlayacak bir veri bulunmadığını yazınca, Bush yönetiminin tepkisini çekmişti. New York Times, Bush’un danışmanı Karl Rove’un Wilson’dan intikam almak amacıyla basına bilgi sızdırdığını ima ediyor.

"Meslektaşımız Judith Miller, CIA ajanının kimliğini kendisine açıklayan gizli kaynağını koruduğu için adaletsiz bir biçimde cezaevine girdi. Rove, bütün bu tartışmaları çok kısa bir süre içinde bitirebilir. Yapması gereken tek şey, bir basın toplantısı düzenlemek ve kiminle ne konuştuğunu açıklamaktır. Biz gazeteciler, önemli bilgileri bize sızdıran hükümet görevlilerini severiz. Ama gerçekleri kamuoyun önünde açıkça anlatan hükümet görevlilerini daha çok severiz."

Boston Globe da Beyaz Saray’ın bu tartışmada sorumluluk üstlenmekten kaçtığını ve Başkan Bush’un Karl Rove’u korumaya çalıştığını öne sürüyor. Gazete, CIA ajanı Valerie Plame’ın kimliğinin basına sızdırılmasıyla, eşinin “Saddam Hüseyin’in Nijer’den uranyum aldığına ilişkin bir delil bulamadık” açıklaması arasında bir bağlantı olduğunu da belirtiyor.

"Haberi ilk olarak yazan gazeteci Robert Novak, kaynağının üst düzey bir yetkili olduğunu söylemişti. Bush, hemen bir açıklama yaparak bu kişinin ortaya çıkmasını ve Beyaz Saray’dan ayrılmasını istemeliydi. Bunun yerine savunma amaçlı şaşırtıcı açıklamalar yapıldı, şimdi de gerçeğin önüne duvar örülmek isteniyor. Rove’un, Başkan Bush’un belirlediği ahlaki davranış standartlarını ihlal ettiği yönünde ciddi kanıtlar var. Bush, bu konudaki kararsız tavrını sürdürürse, savunduğu bu değerlerin de bir inandırıcılığı kalmayacaktır."

Washington Post, Guantanamo ve Ebu Gureyb cezaevlerinde, sağlık görevlilerinin, tutukluları sorgulayanlara yardımcı olmasını eleştiriyor. Askeri yetkililerin yaptıkları açıklamaları çelişkili bulan gazete, sorunun esas olarak tutukluluk koşulları ve tutukluların hakları konusundaki yasal boşluklardan kaynaklandığını vurguluyor.

"Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a düzenlenen saldırılardan dört yıl sonra, Savunma Bakanlığı’nın tutuklulara ilişkin politikası hala ahlaki ve yasal belirsizliğin bataklığında saplanmış durumda. Yönetim, yüzlerce mahkumun hangi koşullarda tutulacağını saptayacak bir yasal düzenlemeye gitmekten kaçınıyor."

Los Angeles Times, Sudan’da Devlet Başkanı Ömer Beşir ile ülkenin güneyindeki isyancıların lideri John Garang tarafından imzalanan geçici anayasayı, olumlu bir adım olarak değerlendiriyor. Gazete, anayasa uyarınca, Hristiyan ve animistlerin çoğunlukta olduğu zengin petrol yataklarına sahip Güney Sudan’ın altı yıl içinde bağımsızlıkla ilgili referandum yapacağını da hatırlatıyor.

"Askeri bir lider olan Garang’ı, siyasi liderliği başarmak gibi zor bir görev bekliyor. Gücü azalan Beşir ise, Darfur soykırımı nedeniyle Uluslar arası Mahkeme’nin soruşturmasıyla karşı karşıya. Ancak yine de bu iki lider, sivil kurumları oluşturabilir ve dış yardımdan doğru bir biçimde yararlanabilirse, birleşik bir ülke kurabilirler. Elbette ki Sudanlıların on yıllarca süren ölümleri ve açlığı unutması kolay olmayacaktır ama iki lider, yine de iç savaşı tarihin trajik bir sayfası olarak geçmişte bırakmayı başarabilir."

XS
SM
MD
LG