Amerikan Anayasa Mahkemesi’nin mahkeme salonlarında 'On Emir' levhalarının sergilenmesinin din-devlet ayrımına aykırı olduğu yönündeki kararı Amerikan gazetelerinde geniş yankı buluyor. New York Times, mahkemenin, Teksas’taki hükümet binası önünde bulunan on emir levhasını yasalara uygun bulmasının ise tartışmalara yol açacağını belirtiyor.
"Mahkeme dincilerin, kamusal alanlara daha fazla dini mesajlar yerleştirmeye çalıştığı bir dönemde, muhafazakar gruplarla yargı arasındaki mevcut uzlaşmazlığı tırmandıracak net bir karardan kaçınmış olabilir. Barışı sağlamak için on emir levhalarının en az bina dışında sergilenmesi konusunda taviz vermeyi tercih etmiş olabilir. Ama ülkemizde dini farklılıklar giderek artarken, sadece bir dini, yani Hrıstiyanlığı öne çıkartmak daha fazla sorunlara yol açacaktır. Din ve devlet arasında net bir çizgi çekilmesine çalışan atalarımız bu konuda çok haklıydı."
Christian Science Monitor ise Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın, dindar muhafazakarlar ile laik hümanistler arasındaki tartışmaya son noktayı koyduğunu ifade ediyor. Mahkemenin tavrını destekleyen gazete, bu kararla Anayasa Mahkemesi’nin toplumsal gerginliği azaltacak bir adım attığını savunuyor.
"Dindar çevreler, toplumda dini öğretilere ağırlık verilmesinin herkesi daha ahlaklı yapacağı görüşünde. Laik hümanistler ise kamusal alanda her türlü dini sembolün kaldırılmasını talep ediyor. Son dönemde bu tartışma giderek daha da büyüdü ve artık iki grup dışındaki kesimleri de ilgilendirmeye başladı. Aralarında dini bütün Hristiyanların da bulunduğu farklı dinlerden bir çok insan, kökten dincilerin militan tavrından rahatsız olmaya başladı. Mahkeme ise, ortayolu seçerek iki grubu da geçici olarak tatmin etti."
İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren Washington Post, seçimden zaferle çıkan Mahmut Ahmedinecad’ın katı ve tutucu bir politika izleyeceğini ve bunun da İran’daki iç çelişkileri artıracağı öngörüsünde bulunuyor.
"Bush yönetimi bir yandan nükleer silahsızlanma anlaşmasını çiğnediği için İran’ı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sevk etme hakkını saklı tutarken, bir yandan da Avrupa’nın diplomatik girişimlerine destek vererek doğru bir politika izledi. Ancak Bush yönetimi ile Avrupa ülkelerinin alternatif bir plan üzerinde çalışmaya da başlaması gerekiyor. İran hükümetindeki liberallerin tasfiye edilmesi, Batılı ülkelerin İran’da moral kaybetmiş ancak hala güçlü olan demokrasi yanlısı hareketlerle yakınlaşmasını daha da kolaylaştıracaktır."
Boston Globe Irak güvenlik güçleri hazır olmadan ve yeni Irak hükümeti seçilmeden önce Amerikan askerlerinin çekilmesi konusunda bir takvim verilmesinin doğru olmayacağı görüşünde. Gazete, Amerika’nın Iraklı direnişçilerle görüşmelerde bulunmasını da olumlu ve gerçekçi bir gelişme olarak yorumluyor.
"Bu görüşmeler, yönetimin, direnişçilerin bir kısmıyla anlaşmaya varılmasını kaçınılmaz gördüğünün bir kanıtı. Savunma Bakanı Rumsfeld’in direnişin yıllarca sürebileceği ve direnişi Amerikalıların değil Iraklıların sona erdirebileceği yönündeki açıklamaları da göz önüne alındığında, yönetimin sorun tümüyle çözülmeden geri çekilmeye başlamayı planladığı da düşünülebilir. "
"Mahkeme dincilerin, kamusal alanlara daha fazla dini mesajlar yerleştirmeye çalıştığı bir dönemde, muhafazakar gruplarla yargı arasındaki mevcut uzlaşmazlığı tırmandıracak net bir karardan kaçınmış olabilir. Barışı sağlamak için on emir levhalarının en az bina dışında sergilenmesi konusunda taviz vermeyi tercih etmiş olabilir. Ama ülkemizde dini farklılıklar giderek artarken, sadece bir dini, yani Hrıstiyanlığı öne çıkartmak daha fazla sorunlara yol açacaktır. Din ve devlet arasında net bir çizgi çekilmesine çalışan atalarımız bu konuda çok haklıydı."
Christian Science Monitor ise Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın, dindar muhafazakarlar ile laik hümanistler arasındaki tartışmaya son noktayı koyduğunu ifade ediyor. Mahkemenin tavrını destekleyen gazete, bu kararla Anayasa Mahkemesi’nin toplumsal gerginliği azaltacak bir adım attığını savunuyor.
"Dindar çevreler, toplumda dini öğretilere ağırlık verilmesinin herkesi daha ahlaklı yapacağı görüşünde. Laik hümanistler ise kamusal alanda her türlü dini sembolün kaldırılmasını talep ediyor. Son dönemde bu tartışma giderek daha da büyüdü ve artık iki grup dışındaki kesimleri de ilgilendirmeye başladı. Aralarında dini bütün Hristiyanların da bulunduğu farklı dinlerden bir çok insan, kökten dincilerin militan tavrından rahatsız olmaya başladı. Mahkeme ise, ortayolu seçerek iki grubu da geçici olarak tatmin etti."
İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren Washington Post, seçimden zaferle çıkan Mahmut Ahmedinecad’ın katı ve tutucu bir politika izleyeceğini ve bunun da İran’daki iç çelişkileri artıracağı öngörüsünde bulunuyor.
"Bush yönetimi bir yandan nükleer silahsızlanma anlaşmasını çiğnediği için İran’ı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sevk etme hakkını saklı tutarken, bir yandan da Avrupa’nın diplomatik girişimlerine destek vererek doğru bir politika izledi. Ancak Bush yönetimi ile Avrupa ülkelerinin alternatif bir plan üzerinde çalışmaya da başlaması gerekiyor. İran hükümetindeki liberallerin tasfiye edilmesi, Batılı ülkelerin İran’da moral kaybetmiş ancak hala güçlü olan demokrasi yanlısı hareketlerle yakınlaşmasını daha da kolaylaştıracaktır."
Boston Globe Irak güvenlik güçleri hazır olmadan ve yeni Irak hükümeti seçilmeden önce Amerikan askerlerinin çekilmesi konusunda bir takvim verilmesinin doğru olmayacağı görüşünde. Gazete, Amerika’nın Iraklı direnişçilerle görüşmelerde bulunmasını da olumlu ve gerçekçi bir gelişme olarak yorumluyor.
"Bu görüşmeler, yönetimin, direnişçilerin bir kısmıyla anlaşmaya varılmasını kaçınılmaz gördüğünün bir kanıtı. Savunma Bakanı Rumsfeld’in direnişin yıllarca sürebileceği ve direnişi Amerikalıların değil Iraklıların sona erdirebileceği yönündeki açıklamaları da göz önüne alındığında, yönetimin sorun tümüyle çözülmeden geri çekilmeye başlamayı planladığı da düşünülebilir. "