New York Times, İran’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde kimin aday olabileceğine din adamlarının karar verdiğini hatırlatıyor ve seçimi demokrasiye hakaret olarak niteliyor. Cumhurbaşkanının ülke yönetiminde zaten bir yetkisi bulunmadığını savunan gazete, favori aday Haşimi Rafsancani’nin de ılımlı bir tablo çizmesine rağmen hiç de öyle biri olmadığını öne sürüyor :
"Bazı Avrupalı liderler, İran’ın nükleer programı konusundaki bir anlaşmayı kabul edeceği umuduyla şimdiden Rafsancani’yle yakınlaşmaya çalışıyor. Bu liderler, Rafsancani’nin böyle bir anlaşmayı mollalara kabul ettirebileceğini düşünüyor. Ancak Rafsancani’nin geçmişine baktığımızda, bu konuda umutlanmak için fazla bir neden bulunmuyor."
Christian Science Monitor ise, İran’da dinci rejimin izlediği politikalarla aslında İran halkını İslamiyet’ten uzaklaştırdığını iddia ediyor ve seçim kampanyasında dini konuların öne çıkmamasını buna kanıtı olarak gösteriyor:
"Neyse ki, diğer Müslüman ülkeler İran’ın bu büyük hatasından ders çıkarmış görünüyor. Bu ülkeler, İslamiyet’i büyük ölçüde devlet yönetiminin dışında tutmaya çalışıyor. Irak, Lübnan ve Filistin’de yapılan seçimlerde de, İslamcı partiler, laik bir yönetim isteyen seçmenlerin desteğini kazanabilmek için dini yaklaşımlarını yumuşatmak zorunda kaldı. İran’da da, bilinçli bir biçimde seçimi boykot eden gençler, seçimin gerçek galibi olacaktır."
Savaş tarihinde hiçbir tutuklama merkezi Guantanamo’dan daha şeffaf olmamış ve daha fazla denetlenmemiştir.” Savunma bakanı Donald Rumsfeld, USA Today gazetesinde yer alan yazısında, Küba’daki Guantanamo üssündeki tutuklulara işkence yapıldığı iddialarına bu sözlerle yanıt veriyor. İnsan haklarının ihlal edildiği yönündeki her şikayetin araştırıldığını ve sorumluların cezalandırıldığını savunan Rumsfeld, tutukluların dini inançlarına da saygı gösterildiğini vurguluyor.
"Asıl mesele Guantanamo değil. Asıl mesele, teröre karşı, alışılagelmişin dışında bir mücadele veriyor olmamızdır. Savaş suçluları ve esirleriyle ilgili kurallar yetersiz kalıyor. Unutulmamalı ki, bu kişilerin tutuklanmasının nedeni, işledikleri suçlardan dolayı cezalandırılmaları değil, terör eylemleri hakkında bilgi toplamak ve tekrar saldırmalarını önlemektir."
Los Angeles Times ise kamuoyunun Irak’taki Amerikan askerlerinin geri dönüş tarihi konusundaki belirsizlikten büyük bir rahatsızlık duyduğunu yazıyor:
"Amerika’nın bu kadar çok can ve para kaybına yol açan Irak macerası böylesine bir belirsizlik içinde bırakılamaz. Yönetim, Amerikan askerlerinin Irak’tan ne zaman ayrılabileceği konusunda net kriterler belirlemelidir. Bush, Amerikan ve Irak halklarına karşı dürüst olmalıdır. Bunun için de gerçekçi hedefler belirlemek ve ilgili kişileri, bu hedeflere ulaşılması konusunda sorumlu tutmak gerekiyor."
"Bazı Avrupalı liderler, İran’ın nükleer programı konusundaki bir anlaşmayı kabul edeceği umuduyla şimdiden Rafsancani’yle yakınlaşmaya çalışıyor. Bu liderler, Rafsancani’nin böyle bir anlaşmayı mollalara kabul ettirebileceğini düşünüyor. Ancak Rafsancani’nin geçmişine baktığımızda, bu konuda umutlanmak için fazla bir neden bulunmuyor."
Christian Science Monitor ise, İran’da dinci rejimin izlediği politikalarla aslında İran halkını İslamiyet’ten uzaklaştırdığını iddia ediyor ve seçim kampanyasında dini konuların öne çıkmamasını buna kanıtı olarak gösteriyor:
"Neyse ki, diğer Müslüman ülkeler İran’ın bu büyük hatasından ders çıkarmış görünüyor. Bu ülkeler, İslamiyet’i büyük ölçüde devlet yönetiminin dışında tutmaya çalışıyor. Irak, Lübnan ve Filistin’de yapılan seçimlerde de, İslamcı partiler, laik bir yönetim isteyen seçmenlerin desteğini kazanabilmek için dini yaklaşımlarını yumuşatmak zorunda kaldı. İran’da da, bilinçli bir biçimde seçimi boykot eden gençler, seçimin gerçek galibi olacaktır."
Savaş tarihinde hiçbir tutuklama merkezi Guantanamo’dan daha şeffaf olmamış ve daha fazla denetlenmemiştir.” Savunma bakanı Donald Rumsfeld, USA Today gazetesinde yer alan yazısında, Küba’daki Guantanamo üssündeki tutuklulara işkence yapıldığı iddialarına bu sözlerle yanıt veriyor. İnsan haklarının ihlal edildiği yönündeki her şikayetin araştırıldığını ve sorumluların cezalandırıldığını savunan Rumsfeld, tutukluların dini inançlarına da saygı gösterildiğini vurguluyor.
"Asıl mesele Guantanamo değil. Asıl mesele, teröre karşı, alışılagelmişin dışında bir mücadele veriyor olmamızdır. Savaş suçluları ve esirleriyle ilgili kurallar yetersiz kalıyor. Unutulmamalı ki, bu kişilerin tutuklanmasının nedeni, işledikleri suçlardan dolayı cezalandırılmaları değil, terör eylemleri hakkında bilgi toplamak ve tekrar saldırmalarını önlemektir."
Los Angeles Times ise kamuoyunun Irak’taki Amerikan askerlerinin geri dönüş tarihi konusundaki belirsizlikten büyük bir rahatsızlık duyduğunu yazıyor:
"Amerika’nın bu kadar çok can ve para kaybına yol açan Irak macerası böylesine bir belirsizlik içinde bırakılamaz. Yönetim, Amerikan askerlerinin Irak’tan ne zaman ayrılabileceği konusunda net kriterler belirlemelidir. Bush, Amerikan ve Irak halklarına karşı dürüst olmalıdır. Bunun için de gerçekçi hedefler belirlemek ve ilgili kişileri, bu hedeflere ulaşılması konusunda sorumlu tutmak gerekiyor."