Washington Post, Irak’la ilgili tartışmaların yeniden gündemin ön sırasına geçmeye başladığını belirtiyor ancak savaş karşıtlarını, geçmişteki tartışmalara takılıp kalarak bugünkü gelişmeleri gözden kaçırmakla suçluyor. Gazete, şu anda savaşın meşruiyeti konusundan çok, Irak’taki mevcut durumun çözüm yollarının tartışılması gerektiğini savunuyor.
"Bush yönetiminin mevcut söylemi ve stratejisi, Irak’ta direnişin son çırpınışlarını gösterdiği ve Irak güvenlik güçlerinin yakında görevi devralacağı varsayımına dayanıyor. Oysa, Amerika’nın Irak’ta başı giderek daha büyük belaya giriyor. Ve Başkan Bush, bir kez daha, yapılması gereken fedakarlıkların ne olacağı ve bazı ihtiyaçların nasıl karşılanacağı konusunda Amerikan halkına açık ve net bilgi vermiyor. Bu yaz, asıl tartışılması gereken konu, bu olmalıdır."
Boston Globe yazarı Scot Lehigh, Fransa ve Hollanda’nın Avrupa anayasasına “hayır” demesinin ardından, ortak para birimi Euro’nun geleceğini sorguluyor. İtalya ve Almanya’da ortak para biriminden vazgeçilmesi yönünde tartışmaların başladığını aktaran yazar, Euro’yu kullanan ülkelerin, mali politikalarını, bağımsız biçimde belirleyememekten şikayetçi olduğunu kaydediyor:
"Avrupa’da büyüme süreci çıkmaza girince, para birimiyle ilgili sıkıntılar da açığa çıkıyor; hem de Avrupalı yöneticilerin en fazla itibar kaybettiği bir dönemde. Ancak somut ticari kazanımlar sağlamış olan ortak para biriminin ortadan kalkması, Avrupa Birliği’ne, anayasanın reddedilmesinden çok daha büyük bir darbe vuracaktır."
“Başkan Bush inkar etse de, küresel ısınma artıyor.” USA Today, Bush yönetiminin küresel ısınma karşısındaki kayıtsızlığını bu ifadeyle eleştiriyor. Gazete, dünyadaki tek süper güç olan Amerika’nın bu konudaki politikasının, gelecek kuşaklar tarafından da sorgulanacağını vurguluyor.
"Bush yönetimi, yıllarca süren zorlu müzakerelerden sonra 2001 yılında, karbon emisyonuna sınırlama getiren Kyoto protokolünü imzalamayı reddetti. Gelecek ay, sanayileşmiş ülkelerin liderleri İskoçya’da bir araya gelecek. İngiltere, küresel ısınma konusunu en önemli gündem maddesi haline getirecek. Eğer Bush da bu konuda İngiltere’nin yanında yer alırsa, hem dünyamıza hem de gelecek kuşaklara büyük bir iyilik yapmış olacak."
New York Times ise, Pakistan’da kadın hakları mücadelesinin simgesi haline gelen Muktaran Bibi’nin Amerika’ya gitmesini önlemek için tutuklanmasını eleştiriyor. Gazete, Bibi’nin, erkek kardeşinin bir kızla olan ilişkisinden dolayı, aşiret tarafından toplu tecavüzle cezalandırıldığını hatırlatıyor ve Bush yönetiminden, Pervez Müşerref’e demokratikleşme konusunda baskı yapmasını istiyor.
"Amerika’nın düşmanları tarafından yapıldığında hoşgörüyle karşılanmayacak bir davranışı, dostları yaptığında kabullenmesi, hiç de doğru bir yaklaşım değildir. Pakistan’la müttefik olmak, General Müşerref’e F-16 uçakları satmanın ötesine geçmelidir. Bu ittifak, Pakistan’ın insan hakları standartlarını uygulaması için baskı yapılmasını da kapsamalıdır."
"Bush yönetiminin mevcut söylemi ve stratejisi, Irak’ta direnişin son çırpınışlarını gösterdiği ve Irak güvenlik güçlerinin yakında görevi devralacağı varsayımına dayanıyor. Oysa, Amerika’nın Irak’ta başı giderek daha büyük belaya giriyor. Ve Başkan Bush, bir kez daha, yapılması gereken fedakarlıkların ne olacağı ve bazı ihtiyaçların nasıl karşılanacağı konusunda Amerikan halkına açık ve net bilgi vermiyor. Bu yaz, asıl tartışılması gereken konu, bu olmalıdır."
Boston Globe yazarı Scot Lehigh, Fransa ve Hollanda’nın Avrupa anayasasına “hayır” demesinin ardından, ortak para birimi Euro’nun geleceğini sorguluyor. İtalya ve Almanya’da ortak para biriminden vazgeçilmesi yönünde tartışmaların başladığını aktaran yazar, Euro’yu kullanan ülkelerin, mali politikalarını, bağımsız biçimde belirleyememekten şikayetçi olduğunu kaydediyor:
"Avrupa’da büyüme süreci çıkmaza girince, para birimiyle ilgili sıkıntılar da açığa çıkıyor; hem de Avrupalı yöneticilerin en fazla itibar kaybettiği bir dönemde. Ancak somut ticari kazanımlar sağlamış olan ortak para biriminin ortadan kalkması, Avrupa Birliği’ne, anayasanın reddedilmesinden çok daha büyük bir darbe vuracaktır."
“Başkan Bush inkar etse de, küresel ısınma artıyor.” USA Today, Bush yönetiminin küresel ısınma karşısındaki kayıtsızlığını bu ifadeyle eleştiriyor. Gazete, dünyadaki tek süper güç olan Amerika’nın bu konudaki politikasının, gelecek kuşaklar tarafından da sorgulanacağını vurguluyor.
"Bush yönetimi, yıllarca süren zorlu müzakerelerden sonra 2001 yılında, karbon emisyonuna sınırlama getiren Kyoto protokolünü imzalamayı reddetti. Gelecek ay, sanayileşmiş ülkelerin liderleri İskoçya’da bir araya gelecek. İngiltere, küresel ısınma konusunu en önemli gündem maddesi haline getirecek. Eğer Bush da bu konuda İngiltere’nin yanında yer alırsa, hem dünyamıza hem de gelecek kuşaklara büyük bir iyilik yapmış olacak."
New York Times ise, Pakistan’da kadın hakları mücadelesinin simgesi haline gelen Muktaran Bibi’nin Amerika’ya gitmesini önlemek için tutuklanmasını eleştiriyor. Gazete, Bibi’nin, erkek kardeşinin bir kızla olan ilişkisinden dolayı, aşiret tarafından toplu tecavüzle cezalandırıldığını hatırlatıyor ve Bush yönetiminden, Pervez Müşerref’e demokratikleşme konusunda baskı yapmasını istiyor.
"Amerika’nın düşmanları tarafından yapıldığında hoşgörüyle karşılanmayacak bir davranışı, dostları yaptığında kabullenmesi, hiç de doğru bir yaklaşım değildir. Pakistan’la müttefik olmak, General Müşerref’e F-16 uçakları satmanın ötesine geçmelidir. Bu ittifak, Pakistan’ın insan hakları standartlarını uygulaması için baskı yapılmasını da kapsamalıdır."