Erişilebilirlik

31 Mayıs 2005: Fransa'da Referandumun Yankıları Sürüyor


Fransızların Avrupa Birliği anayasasına hayır demesinin yankıları sürüyor. Washington Post, çıkan sonucun bir felaket olmadığını; Avrupa Birliği’nin mevcut kurallar çerçevesinde çalışmaya devam edeceğini yazıyor. Ancak gazete, referandum sonucunun özellikle Fransa’nın jeopolitik amaçları ve liberal ekonomi anlayışı konusunda önemli mesajlar verdiğini vurguluyor.

"Fransa, Avrupa Birliği’ni Amerika’ya karşı bir denge unsuru haline getirmeye çalışıyordu. Ancak Amerikan yanlısı düşüncelere sahip Doğu Avrupa ülkelerinin birliğe katılması, bunu engelledi. Avrupa Birliği, entegrasyon için Fransa’nın dışında bir itici güç bulmalıdır. Bir başka konu da ekonomi. Avrupa anayasası, pazar ekonomisi uygulayan İngiltere’de Avrupa sosyalizminin yansıması olarak algılanırken, Fransa’da ise Anglo-Amerikan liberalizminin bir yansıması olarak görüldü. Hem İngiliz hem de Fransız liderler, kendi kamuoylarını reformlar konusunda ikna etmenin bir yolunu bulmalıdır."

Christian Science Monitor ise, Fransa’dan sonra Hollanda’nın ve belki İngiltere’nin de anayasaya hayır demesinin beklendiğini hatırlatıyor ve Avrupa Birliği’nin entegrasyon konusunda izleyeceği yöntemi gözden geçirmesi gerektiğini savunuyor.

" Entegrasyon süreci durmamalıdır. Avrupa Birliği üyeliği perspektifi, Doğu Avrupa’da, Balkanlar’da ve Türkiye’de önemli demokratik ve ekonomik değişimlerin yolunu açtı. Bu değişim Avrupa’nın güvenliğini zayıflatmıyor, tam tersine güçlendiriyor. Hayır, entegrasyon süreci durmamalıdır. Ancak gelişmelerden kaygı duyanlara kulak verilmelidir. Şimdiye kadar, bu yapılmadı."

New York Post, Fransa’daki referandum sonucuyla ilgili olarak “Fransa’nın Amerika’ya İhaneti” adlı kitabın yazarı Kenneth Timmerman’ın görüşlerine yer veriyor. Timmerman, çıkan sonucun Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac için tam bir şok olduğu görüşünde.

"Anayasa, seçkin bir siyasi grubun kendi iktidarını sağlamlaştırmak için yarattığı bir canavar olarak algılandı. Özetlemek gerekirse Avrupa tek bir ulus veya kültürden değil, 25 onurlu ve bağımsız ülkeden oluşuyor. Ortak çok az yönleri var. Bu nedenle Avrupalıların çoğu, belirsiz bir düşünce uğruna Brüksel’deki bürokratların oluşturacağı uluslarüstü bir Avrupa için kendi bayraklarından ve ülkelerinden vazgeçmek istemiyor."

New York Times ise Amazon ormanlarının yok edilmesinin küresel bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekiyor ve son bir yılda Massachusetts eyaleti büyüklüğünde ormanın yok edildiğini kaydediyor. Gazete, Brezilya hükümetinin Amazon ormanlarını koruma çabalarının yetersiz kaldığını belirterek bu konuda herkese görev düştüğünü vurguluyor.

"Brezilya hükümetinin yardıma ihtiyacı var. Toprakları kiralayan şirketlere, çevreye zarar verilmemesini bir koşul olarak öne sürmelidir. Çevreci örgütler de, kamuoyunun baskısını sürekli hissettirmelidir. Hepsinden önemlisi, Brezilya’nın sevilen devlet başkanı Luiz İnacio Lula da Silva, ülkesindeki tarım tekellerini, yağmur ormanlarının kişisel kazanç için sömürülecek bir meta olmadığına ikna etmelidir. "

XS
SM
MD
LG