Avrupa Birliği’nin Türkiye’yle üyelik müzakerelerine 3 Ekim tarihinde başlama kararı almasından buyana 4 ay geçti. Bazı Avrupalılar, Türkiye’nin, uyum paketleri çerçevesinde son iki yıl içinde kabul ettiği reformları uygulamakta geciktiğini savunuyor. Bu durum, Avrupa başkentlerinde kaygıyla izleniyor.
Avrupa Birliği yetkilileri, Türkiye’de polisin aşırı kuvvet kullanmaya devam ettiğini; dini azınlıklara hala ayrımcılık yapıldığını; ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyasette hala etkili olduğunu söylüyor. Bazı çevreler, Başbakan Erdoğan’ın şimdiye kadar Avrupa Birliği için bir müzakereci belirlememiş olmasını, lideri olduğu, İslam kökenli hükümetin reformlarda yavaşladığına bir başka kanıt olarak niteliyor.
Amerika’nın Sesi Radyosu’nun sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan eleştirileri haksız bulduğunu; hükümetin Avrupa Birliği’ne üyelik hedefinde kesinlikle kararlı olduğunu söyledi. Erdoğan, süreçte ilerleme kaydedilmesi için elinden geleni yapacağını vurguladı.
Başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde, Türkiye’de bir zamanlar hayal dahi edilemeyecek reformların kabul edildiğini söyledi. Bunlar arasında, Kürtçenin kullanımı konusundaki sınırlamaların hafifletilmesi ve Milli Güvenlik Kurulu’nda asker kanadın rolünün sınırlanması da yeralıyor.
Ancak Başbakan Erdoğan, reformları uygulamakla görevli olan yetkililerin tutum ve davranışının değişmesi gerektiğini de söyledi.
Erdoğan, uyum paketleri çerçevesinde kabul edilen bazı yasaların Türk kültürüyle, gelenekleriyle çeliştiğini; bu nedenle uygulanmasının zaman alacağını dile getirdi.
"Avrupa Birliği Her Zaman Samimi Davranmıyor"
Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye yaklaşımında her zaman samimi olmadığını belirten Başbakan Erdoğan örnek olarak Kıbrıs’ı gösterdi ve Kıbrıslı Türklerin, Annan planını kabul etmelerine rağmen hala Avrupalılar tarafından kendilerine ekonomik yaptırım uygulandığını belirtti. Başbakan, Kıbrıslı Rumların ise birleşme planını reddettikleri halde Avrupa Birliği’ne geçen yıl 1 Mayıs’ta tam üye olduğunu hatırlattı.
Türkiye, Avrupa Birliği’nin talebi yönünde, Gümrük Birliği kapsamına, Birliğin 10 yeni üyesini de dahil etmeyi ilke olarak kabul etti. Buna Rumların kontrolundaki Kıbrıs hükümeti de dahil. Ancak hükümet, bunun Kıbrıs Rum hükümetini resmen tanıma anlamına gelmeyeceğini savunuyor. Muhalefet ise bu anlaşmayı imzalamanın, Kıbrıslı Rumları, adanın tek temsilcisi olarak kabul edip, Türklere ihanet anlamına geleceğini belirtiyor ve bu yüzden hükümeti eleştiriyor.
Kıbrıslı Rumlar, birleşme görüşmelerine yeniden başlanması için New York’ta Birleşmiş Milletler yetkilileriyle temaslara başladı. Rum liderler, Türkiye’nin 35 bin askerini Kıbrıs’tan çekmesini istiyor. Başbakan Erdoğan, adada çözüm sağlanmadan bunun söz konusu olmadığını söylüyor.