Erişilebilirlik

6 Nisan 2005: 'Irak'ta Örnek Demokratik Pazarlık'


Washington Times yazarlarından Tony Blankley, Irak’ta Şii, Sünni ve Kürt gruplar arasında bir ulusal birlik hükümeti kurulması konusunda varılan anlaşmayı örnek bir demokratik pazarlık olarak tanımlıyor. Yeni hükümetin yapısının yanı sıra, Peşmergeler ve petrol gelirlerinin paylaşımı gibi konularda da uzlaşmaya varıldığını belirten yazar, geriye kalan en önemli sorunun Kerkük’ün statüsü olduğunu ileri sürüyor ve bunun da referandumla çözüleceğine dikkati çekiyor.

Washington Post gazetesinden David İgnatius ise, yeni hükümetin, şiddet olaylarını azaltmak, Amman’la ilişkileri geliştirmek ve petrol ihracatını artırmak amacıyla, Irak’ın batısından Ürdün’ün Kızıl Deniz’deki Akabe limanına uzanan bir petrol boru hattı inşa etmesi gerektiğini savunuyor. İki milyar dolara mal olacak ve günde 1 milyon 200 bin varil ham petrol taşıyacak bu boru hattı konusunda çeşitli girişimler yürütüldüğünü aktaran yazar, Irak’ın böylece Basra Körfezi ve Türkiye dışında üçüncü bir petrol ihraç seçeneğine sahip olacağını ifade ediyor.

"Akabe boru hattıyla ilgili ilk planlar 1980’lerde de gündeme gelmişti. O zamanlar İsrail’in hattı sabote etmesi ihtimali, en büyük tehlike olarak görülüyordu. Ancak o dönemde bile Saddam Hüseyin, Amerika ve İsrail arasında gizli anlaşmalar yapılması yönünde çalışmalar yürütülüyordu. Yeni hükümet ülkede ulusal birliği nasıl sağlayacağını düşünürken bu projeyi de değerlendirmelidir. Boru hattı, daha derin sorunların çözümünde faydalı bir araç olabilir."

USA Today ise, Amerikan ordusunun yeni asker bulmak konusunda yaşadığı sıkıntılara değiniyor. Savunma Bakanlığı’nın yeni bir kampanya başlatacağını duyuran gazete, asker maaşlarının artırıldığını ve yaş sınırının yükseltildiğini hatırlatıyor ancak buna rağmen paralı askerliğe ilginin artmadığını ileri sürüyor:

"Amerikan halkı savaşı desteklediği izlenimi verse de, aslında savaştan kopuk yaşıyor. Bunun nedeni ise Beyaz Saray’ın ısrarla savaş konusunu arka planda tutmak istemesi. Savaş dolayısıyla halktan, şimdiye kadar, hiçbir bir konuda fedakarlık yapması istenmedi. Vergi kesintileri sürüyor. İthal petrole olan bağımlılık devam ediyor. Asker ihtiyacının karşılanmasındaki sorunlar geçici de olsa, savaşın tüm yükünün 18-19 yaşındaki çocukların omzuna yüklemek çok büyük haksızlık olur."

New York Times yazarı Nicholas Kristof, Papa John Paul’un cenaze töreni öncesinde, Sudan’ın Darfur bölgesindeki trajediye sessiz kalan dünya liderlerini ikiyüzlülükle suçluyor. Papa’nın en büyük mesajının kötülükle mücadele olduğunu vurgulayan Krisktof, dünya liderlerinden, Papa’ya saygılarını, bayrakları yarıya indirerek veya cenaze törenine büyük heyetler göndererek değil mesajını ciddiye alarak göstermelerini istiyor:

"John Paul sağ olsaydı, dünya liderlerinden ölü papalara değil, Sudan’da acı çekenlere ilgi göstermelerini isterdi. Roma’ya akın edecek olan Başkan Bush ve diğer dünya liderleri eğer gerçekten Papa’yı onurlandırmak istiyorlarsa, Darfur’da sivil halkı koruyacak askeri bir kuvvet oluşturmalıdırlar. Papa’nın emrinde askeri birlikler yoktu ama dini inançları ve vicdanî ilkeleri, kitleleri harekete geçirebiliyordu. Darfur’da olup bitenlere ahlaksızca seyirci kalırken, bayrakları yarıya indirerek Papa’ya saygı göstermek iki yüzlülüktür."

XS
SM
MD
LG