Erişilebilirlik

28 Mart 2005: Çin-Tayvan İlişkisi ve Silah Ambargosu Ele Alınıyor


Boston Globe gazetesi, Boston Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Andrew J. Bacevich’in Amerikan ordusunun yapısına ilişkin bir değerlendirmesine yer veriyor. Askerliğin zorunlu olmadığı Amerika’da bu alanın alt sınıflar açısından bir iş kapısı olarak görüldüğünü vurgulayan yazar, bunun sonucunda genel nüfusun yüzde 13’ünü oluşturan Afrika kökenlilerin, ordununsa yüzde 25’ini oluşturduğuna dikkat çekiyor. Irak savaşı nedeniyle son dönemde ordunun yeni asker bulmakta zorluk çektiğini kaydeden yazar bu eğilimin süreklilik göstermesi durumunda bütün gönüllü askerlik sisteminin çökebileceğini savunuyor.

"Gönüllülüğe dayalı askerlik sistemi kaynak yetersizliğinden değil, demokratik ilkelere uygun olmamasından ve ahlaki açıdan çürük temellere dayalı olmasından dolayı parçalanıyor. Artık askerlik görevi, değerlendirilmesi gereken bir iş fırsatı olmaktan çıktı, tahammül edilmesi gereken bir sorun haline geldi. Gönüllülüğe dayalı askerlik sisteminin karşılaştığı bu krizin çözümü askerliği yeniden cazip hale getirme çabasından geçmiyor. Cevaplandırılması gereken asıl soru, Amerikan demokrasisinin savaşın yükünü eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine dayalı olarak paylaştırıp paylaştıramayacağı sorusudur."

New York Times ise Çin Kongresi’nin, bağımsızlık ilan etmesi durumunda Tayvan’a savaş açılmasını öngören kararını değerlendiriyor. Pekin yönetiminin bu kararla sadece kendine zarar verdiğini savunan gazete, Amerika’nın bu sayede silah ambargosunu sürdürmesi için Avrupa Birliği’ni daha kolay ikna ettiğini vurguluyor.

"Tayvan konusu silah ambargosunu sürdürmenin en önemli gerekçesini oluşturuyor. Adanın nihai statüsü, her iki tarafın da tansiyonu düştükten sonra belirlenmelidir. Bağımsızlık yanlısı Tayvanlı politikacılar açıklamalarında ve yaptıklarında dikkatli olmalı, Çinli liderler de tehditlerinden vazgeçmelidir. Ancak bu gerçekleşinceye kadar, Tayvan’ı koruyan Amerikan uçaklarını vurabilecek silahların Çin’e satılması çok kötü bir gelişme olur ve böyle bir gelişme Kongre’nin Amerikan askeri teknolojisinin Avrupalı silah üreticileriyle paylaşılmasını yasaklamasına yol açabilir."

Washington Times, Heritage Vakfı’ndan Ariel Cohen’in Kırgızistan’daki siyasi gelişmelerle ilgili bir makalesine yer veriyor. Eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki demokratik dalganın Kırgızistan’ı da etkisi altına aldığını belirten Cohen, Kırgızistan’daki muhalefetin Gürcistan ve Ukrayna’nın aksine tanınmış ve birleştirici bir lidere sahip olmadığına dikkat çekiyor. Gelişmelerin Özbekistan ve Türkmenistan’ı da etkileyeceği öngörüsünde bulunan yazar, Ortadoğu’daki İslamcı güçlerin de tetikte beklediği görüşüne yer veriyor.

"Komşu Özbekistan ve totaliter Türkmenistan’da durum daha da kötü. Bu ülkelerde yönetim, ortaya çıkan her türlü muhalefeti bastırıyor. Böyle yaparak belki de kendi mezarlarını kazıyorlar. Arka planda ise İslamcılar, laik devleti yıkarak şeriat yönetimi kurmak için pusuda bekliyor. Uranyum da dahil olmak üzere zengin doğal kaynaklara sahip olan Orta Asya, küresel cihatta önemli bir köprü başı oluşturuyor."

Christian Science Monitor
’de ise Brookings Enstitüsü’nden Carol Graham’ın Dünya Bankası ile ilgili bir değerlendirmesi dikkat çekiyor. Başkan Bush’un bankanın başına Paul Wolfowitz’i aday göstermesinin ciddi kaygılara yol açtığını aktaran yazar, Dünya Bankası’nın Amerikan yönetiminin dış politikasına alet edilmemesi gerektiğini savunuyor. Yazar, Wolfowitz’e Amerikan iç siyasetinde büyük tartışmalara yol açan nüfus kontrolü ve piyasa denetimi konularında da dikkatli davranması çağrısında bulunuyor.

"Amerikan iç politikasında ciddi bir ideolojik bölünmeye yol açan nüfus kontrolü ve piyasaların düzenlenmesi konusunu uluslararası kalkınma alanına da taşımanın bedeli çok ağır olacaktır. Bu bedeli ödeyecek olanlarsa dünyanın yoksul insanlarıdır. Bu nedenle Wolfowitz’e, böyle bir uygulamaya girmemesi tavsiyesinde bulunuyorum."

XS
SM
MD
LG