Erişilebilirlik

Perle: 'Amerika Hakkındaki Suçlamalar Haksız'


Washington’da bulunan Amerikan Enterprise Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda “Türk-Amerikan İlişkileri Onarılabilir mi?” başlıklı bir konferans düzenlendi.

Konuşmacılar arasında Türkiye’yi ve Adalet ve Kalkınma Partisini eleştiren makalelerin yazarları Robert Pollock ve Michael Rubin, Enstitü uzmanlarından Richard Perle ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan vardı.


Wall Street Journal Gazetesi yazarı Robert Pollock, 16 Şubat tarihinde yayınlanan “Yeniden Avrupa’nın Hasta Adamı” başlıklı makalesiyle; ve Michael Rubin 22 Şubat tarihinde yayınladığı “Yeşil Sermaye, ve Türkiye’de İslamcı Politika” başlıklı makalesiyle, Türkiye ve Adalet ve Kalkınma Partisine ağır eleştiriler yöneltmişlerdi. Türkiye’de de geniş yankı uyandıran makalelerin yazarları; Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan ve Amerikan Enterprise Enstitüsü uzmanı Richard Perle birer konuşma yaptı.

Türk-Amerikan ilişkilerinin geçmişine değinen Murat Mercan’ın açılış konuşmasından sonra, Türkiye’yi ve AKP’yi eleştiren makalelerin yazarları, düşüncelerini izah etti.

Türkiye yanlısı makalelerinden örnekler vererek konuşmasına başlayan Robert Pollock, Türkiye’de Amerika karşıtlığını körükleyen yalanların söylendiğinden yakındı; ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Makalesinin çok sert olduğu suçlamasını pek kabul etmediğini belirten Pollock, makalesinin Türkiye karşıtı Ermeni ve Rum lobisi tarafından kullanılmasından üzüntü duyduğunu söyledi ve şöyle konuştu:

“Makalemde Abdullah Öcalan’ın Yunanistan Büyükelçiliğinde yakalandığını belirtmiştim. Yunanlıların bu konuda gurur duyacağı hiçbir şey yok: Yunanlılar, 1990’lı yılların sonlarına kadar bir devlet olarak terörizmi destekliyorlardı. Ve kimse Yunanlıları bu konuda suçlamadı. Benim makalemi kendi amaçları için kullanmasalar daha memnun olurdum.”

Yazdığı makalesinde eleştirilerini daha ziyade AKP’ye yönelten Michael Rubin ise, yazdıklarının arkasında durduğunu söyledi. Türk-Amerikan ilişkilerinin önemine değinen Rubin, ilişkilerin normale döndüğünü ileri süren diplomatik açıklamaların gerçeği yansıtmadığını; ancak ilişkilerde anlaşmazlıkların yaşanabileceğini söyledi. İlişkilerin düzeltilmesi için ne yapılması gerektiği sorusunu soran Amerikalı uzman, PKK’ya değinerek, "hangi grup olursa olsun, eline silah aldığı zaman ve terör eyleminde bulunduğu zaman, davası yasallığını kaybetmiş oluyor," dedi. Rubin şöyle konuştu:

“Iraklı yetkililer ve Irak’taki çok-uluslu güç, Kuzey Irak’taki PKK varlığına karşı adım atmalıdır.”

Rubin, Amerika’da PKK’yı destekleyen grupların derhal kapatılması gerektiğini söyledi.

Michael Rubin, Türk hükümetinin atması gereken adımlar da olduğunu söyledi; bunların başında da Türkiye’de yaygınlaşan komplo teorilerine son verilmesi gerektiğini belirtti. Rubin, bu komplo teorilerinin yayılmasında Türk basınının da büyük rol oynadığına dikkat çekti.

Amerikan Enterprise Enstitüsündeki toplantıda Türk basınında ve köşe yazarları arasında yanıltıcı haberler yayınlandığı ve komplo teorilerinin körüklendiği vurgusu, bütün konuşmacılar tarafından dile getirildi.

Eski Savunma Bakanlığı danışmanlarından Richard Perle da Türk-Amerikan ilişkilerinin derinliğini dile getirdikten sonra, Türk basınında yer alan Amerika karşıtı makalelere değinerek şöyle konuştu:

“Amerika hakkındaki bu haksız ve mantıksız suçlamaları okuyan Amerikalı yetkililerin üzüntüsünü anlıyorum. Evet, bu tanımlarları devlet yetkililerinin ağzından duymadım, ama basına yansıyor ve bu son derece sinir bozucu. Örneğin Irak’ı petrol için işgal ettiğimiz suçlaması gibi...”

Richard Perle, Irak’ta istikrar sağlanması için Türk askerlerinin gönderilmesine karşı çıkmanın, büyük bir hata olduğunu da sözlerine ekledi.

Tanıtım ve medya işlerinden sorumlu AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan ise, Türkiye’deki Amerika karşıtlığının kalıcı olmadığını; ancak bunun önüne geçilmesi için basına daha özenle yaklaşılması gerektiğini söyledi ve şöyle dedi:

“Basına açıklama yaptığımızda daha dikkatli olmalıyız. Hatta basın/yayın yönetmenlerini bu konuya dikkat etmeye çağırmalıyız.”

Mercan, iki ülkenin ilişkilerinin kolayca düzelebileceğini söyledi, ve örnek olarak da Amerika’nın PKK’ya karşı ciddi bir şekilde mücadele etmesi seçeneğini gösterdi.

Katılımcıların sorularını yanıtlayan Murat Mercan, Türkiye’nin terörle mücadelede Amerika'nın yanında olduğunu vurguladı. Amerika’nın, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Suriye’ye gitmesini istemediği yorumlarının hatırlatılması üzerineyse, Mercan bir gün önce Ulusal Güvenlik Konseyinden ve Dışişleri Bakanlığından iki yetkiliyle buluştuğunu, ve Amerikalı yetkililerin Cumhurbaşkanı Sezer’in ziyaretinden fazlaca endişeli gözükmediklerini söyledi.

Amerikalı askerlerin Kuzey Irak’ta Türk askerlerini tutuklamasının hatırlatılması üzerine Wall Street Journal Gazetesi yazarı Robert Pollock şöyle konuştu:

“Amerika Irak’ta pek çok aptallık yapmıştır – ben de bunları yazdım. Ancak bu aptallıkları uluslararası kriz derecesine kadar büyütmemeye özen göstermeliyiz. Bazen askerlerin eksik bilgileri olabilir. O Türk askerlere olanlara gerçekten üzüldüm. Devletler bürokrasiler tarafından yönetilir, ve bürokrasiler savaş alanında iyi çalışmaz. Bence bu olay iki ülkenin birbirlerine bakış açılarını yansıtmıyor.”

Pollock, Amerika karşıtlığının en yaygın olduğu ülkenin Türkiye olduğunu ve başka bir benzeri olmadığını söyledi:

“Hiçbir müttefik ülkede görev yapan bir büyükelçimiz, Amerika’nın Güney Asya’daki Tsunami felaketine sebebiyet verdiği suçlamalarına karşılık vermek için bir toplantı düzenlemek zorunda kalmamıştır. Bence Türkiye’deki Amerika karşıtlığını biraz küçümsüyoruz. Hayır, Türkiye’deki kadar Amerika karşıtlığı yok başka ülkelerde. Başka müttefik ülkelerde, iktidara yakınlığıyla bilinen bir gazete Amerika’yı soykırım yapmakla suçlamadı; veya ana muhalefet partisi lideri, CİA’nin kendisine karşı komplo hazırladığı suçlamasını yapmadı...”

Konferansın sonuna doğru, Richard Perle, Amerika Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in, “Türkiye’nin Amerikalı askerlerin Irak’ı kuzeyden işgal etmesine izin vermemesinin Irak’taki direnişi güçlendirdiği” açıklamasına ilişkin olarak, bunun bir ihtimal doğru olduğunu, ancak Rumsfeld’in açıklamalarının, ilişkilerin iyileşmesine katkı sağlamadığını belirtti.

Toplantıda her şeye rağmen, Türk-Amerikan ilişkilerinin son derece önemli olduğu ve göreceli soğumanın kalıcı olmadığı teması vurgulandı. Türk basınının hem Murat Mercan hem de Amerikalı konuşmacılar tarafından eleştirilmesiyse, dikkat çekti.



XS
SM
MD
LG