Erişilebilirlik

23 Mart 2005: Ortadoğu ve Asya'daki Gelişmeler Değerlendiriliyor


New York Times, İsrail’in Kudüs yakınlarındaki bir Yahudi yerleşim birimini genişletme kararını barış sürecine zarar verebilecek tehlikeli bir adım olarak yorumluyor. Gazete, Doğu Kudüs’ü Filistin topraklarından kopartacak böyle bir gelişmeyi, İsrail’in 1967 sınırlarına dönmeyi düşünmediğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor ve barışa giden yolun Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesinden değil boşaltılmasından geçtiğini vurguluyor.

"İsrail Gazze’den çekilirken Batı Şeria’da daha fazla yerleşim birimi kurmasını haklı gösteremez. Filistin halkı açısından bakıldığında ise, Filistinlilerin yeni liderleri Mahmud Abbas’a adil bir anlaşma sağlayacağı konusunda güvenmeleri gerekiyor. Silahlarını bırakmaları karşılığında Batı Şeria ve Gazze’de bağımsız bir Filistin’in yaşamasına yetecek kadar toprak kazanacaklarına inanmaları şart. Ancak Şaron yeni yerleşim birimleri kurarken Abbas bunu nasıl savunabilir ki? Dün dışişleri bakanlığı sözcüsü Adam Ereli “Amerika’nın bu konudaki tavrı nettir. Yerleşim birimleri kurulmasına son verilmesi gerekir” diye konuştu. Belki Başkan Bush’un da bu mesajı bizzat ve sert bir ifadeyle Şaron’a iletmesi gerekiyor."

Washington Post, başmakalelerinden birinde Kırgızistan’da yaşanan karışıklığı ele alıyor. Cumhurbaşkanı Asker Akayev’e karşı başlayan ayaklanmanın barışçıl bir biçimde gelişmediğini belirten gazete, muhalefetin önlem almaması halinde Ukrayna ve Gürcistan’daki gibi demokratik bir devrim yapılamayacağını savunuyor.

"Şiddet, sadece yönetimin baskısını meşrulaştırmaya yarar. Afganistan operasyonu için Kırgızistan’da bir askeri üs kuran Amerika’nın da aralarında bulunduğu Batılı ülkeler, muhalefetle hükümet arasında görüşmelere başlanması çağrısında bulundu. Ama Ukrayna’da olduğu gibi burada da bir dış güç, Kırgızistan’da kendi askeri üssü bulunan Rusya, baskıcı rejimi destekliyor. Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, Kırgızistan’ı tamamen kendi otoriter modelini benimseyen bir koloniye çevirmek istiyor. Bunu başarmasına izin verilmemelidir."

Christian Science Monitor gazetesi, Dışişleri bakanı Condoleezza Rice’ın Çin’deki temaslarına değiniyor.. Rice’ın, Pekin’de, bir yandan Çin’e gereken saygıyı gösterdiğini bir yandan da Çinli liderlere yaptıkları hataları açıkça ifade ettiğini belirten gazete, bunu dengeli bir yaklaşım olarak yorumluyor.

"Rice, Amerika’nın, Çin ordusunun Asya ve Tayvan’da egemen olmasına izin vermeyeceğini açıkça söyledi. Öyle görünüyor ki, silah ambargosunu kaldırma kararından geri adım atan Avrupa Birliği de bu yaklaşımı benimsiyor. Rice, ticaret konusunda da Çin’in uluslar arası ticaret kurallarını benimsemedeki yavaşlığını eleştirdi. Ve Pekin yönetiminin Kuzey Kore’yi nükleer silahlar konusunda hizaya getirmemesi durumunda Amerika’nın farklı seçenekleri gündeme getireceğini söyleyerek Washington’un bu konudaki hoşgörü sınırını Çin’e açıkça anlattı. Gerçeklerin böyle nazik bir biçimde anlatılması Çin’le ilişkilerde en doğru yöntemdir."

Los Angeles Times yazarları Tyler Marshall ve Sonni Efron ise Bush yönetiminin Lübnan politikasını ele alıyor. Başkan Bush ile Fransa cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Suriye’ye baskıyı sürdürmek ve Hizbullah’ın siyasi rolünü kabul etmek konusunda uzlaştıklarını aktaran iki yazar, Lübnan konusundaki ortak tavrın Fransa ile Amerika arasında daha yakın ilişkiler kurulmasını sağladığını vurguluyor.

"Bush yönetimi, Lübnan politikasını oluştururken, Irak’ın işgaline giden süreçteki dış politikasını belirleyen katı tavrından vazgeçerek daha dengeli bir yaklaşım gösterdi. Bunun sonucu olarak da, Amerika Lübnan’ı Şam’ın denetiminden kurtarma girişimine daha fazla müttefikini katmayı başardı. Suriye güçleri ülkeden ayrıldıktan sonra Lübnan’daki demokratik süreci en iyi biçimde nasıl geliştirebileceği konusunda da büyük bir seneklik gösterdi."

XS
SM
MD
LG