Erişilebilirlik

15 Mart 2005: Rice'in İcraatları ve Orta Doğu'daki Son Gelişmeler


Los Angeles Times yazarlarından Paul Richter, Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın icraatlerini mercek altına alıyor. Rice’ın Avrupa ve Ortadoğu gezileriyle ilişkileri düzeltmedeki başarısını gösterdiğini söyleyen yazar, Dışişleri Bakanının şimdi de aceleci ve sert yönünü öne çıkardığını vurguluyor. Rice’ın Mısır ve Kanada ile yaşanan tartışmaların ardından bu ülkelere planlanan gezilerini iptal ettiğini hatırlatan Richter, Dışişleri Bakanlığı'nda da tek bir ses çıkmasını ve hızla harekete geçilmesini sağlayacak bir kadrolaşmaya gidildiğini kaydediyor.

"Bush’un desteği nedeniyle bir çok kişi, Rice’ın alışılmadık ölçüde güçlü bir bakan olacağını tahmin ediyor. Ayrıca Rice’ın karar alma mekanizmasını, büyük bir kısmı dışişleri bakanlığının yedinci katında çalışan kendi yakın çevresinin elinde toplamak istediğine ilişkin işaretler de var. Rice, bakanlığın çalışma temposunu da hızlandırmak istiyor. Bazı yetkililer ise, Rice’ın yönettiği dışişleri bakanlığının yardımıyla Bush’un görevdeki ikinci döneminin Ronald Reagan’ın ikinci dönemine benzeyebileceğini söylüyor. Rice ve yönetimin dış politika ekibi, ilk önemli sınavınıysa; Lübnan seçimleri, Irak’ta yeni hükümetin kurulması ve İsrail’in Gazze Şeridinden çekilmesi konularında verecek."

Boston Globe, İran’ın nükleer programını önleme konusunda süren girişimleri ele alıyor. Amerika’nın baskı ve tehdit politikasından vazgeçerek pazarlığa dahil olduğunu savunan gazete, şimdi adım atma sırasının Tahran yönetiminde olduğunu yazıyor. Gazete, Washington yönetiminin önerilerini beğenmeyen İran’ın ya kendi karşı önerilerini sunarak bir uzlaşmaya giden yolu açması ya da uzlaşmaz bir tavır takınarak bunun sonuçlarına katlanması gibi bir ikileme doğru ilerlediği yorumunda bulunuyor.

"İran’ın bu noktaya getirilebilmesi için, Avrupalıların, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran’a yaptırım uygulamasına hazır olması; ve Bush’un da verdiği sözü tutarak Tahran’daki dini diktatörlüğü, nükleer silahsızlanma anlaşmasını çiğnemediği için ödüllendirmeye hazır olması gerekiyor. İranlılar, anlaşmaya yanaşmazlarsa, çok yüksek bir bedel ödeyeceklerini bilmelidir ancak aynı zamanda nükleer silah geliştirme çabalarından vazgeçerse bunun da kendilerine büyük bir fayda sağlayacağını görmelidir."

Washington Post, Mısır’da muhalif lider Ayman Nur’un serbest bırakılmasından sonraki muhtemel gelişmeleri ele alıyor. Kahire Baharı için henüz erken olduğunu vurgulayan gazete, Mısır lideri Hüsnü Mübarek’in iç ve dış baskıları mümkün olan en az tavizle atlatmaya çalıştığını vurguluyor. Gazete, Bush yönetimine, bu tavizleri yeterli görmeyen Mısırlı demokratlara destek vermesi çağrısında bulunuyor.

"Bush yönetimi Lübnan’da özgürlük için ısrarlı bir kampanya yürütürken, Mübarek’e kibarca destek veriyor. Bush, geçen hafta büyük bir kısmını Lübnan’a ayırdığı bir konuşmasında, güvenilir bir seçim olması için “örgütlenme özgürlüğü, seçimlerde birden çok aday bulunması, bu adayların medyadan özgürce yararlanması ve siyasi parti kurma hakkı tanınması” gerektiğini belirtti. Ancak, kibarlık işe yaramıyor gibi görünüyor. Mübarek’in dışişleri bakanı, Bush’un konuşmasıyla açıkça dalga geçti ve önerilerini reddetti. Bu da, iktidarı boyunca Amerika’dan 50 milyar doları aşkın destek alan bir yöneticiye, Bush yönetiminin uyguladığı baskının yetersiz olduğunu gösteriyor."

Christian Science Monitor ise, İspanya İslam Komisyonu’nun El Kaide’yi kınayan bir fetva yayınladığını hatırlatarak, bunun Osame Bin Ladin’e şimdiye kadar yöneltilen en etkili silah olduğunu yazıyor. Gazete, yayınlanan fetvayı, tüm İslam dünyasında şiddetin meşruluğu tartışmasını gündeme getirebilecek önemli bir adım olarak değerlendiriyor.

"Eğer ortada İslami terör diye bir şey varsa, bu tür eylemleri önlemenin en iyi yolu, bu konuda kamuya açık biçimde bir teolojik tartışma yürütülmesidir. Irak savaşı ve Ortadoğu’daki demokrasiye yönelik adımlar, yeni bir 11 Eylül saldırısını önlemeye yardımcı olabilir. Ancak Başkan Bush’un kendisi bile, Amerika’nın terör tehdidini ortadan kaldıramayacağının farkında. Müslümanların büyük bir kısmı El Kaide’nin inançlarına zarar verdiğini biliyor. El Kaide terörüne karşı koyarak, bunu tersine çevirebilirler."

XS
SM
MD
LG