Erişilebilirlik

26 Ocak 2005: Irak Seçimlerine Geri Sayım


Yaklaşan Irak seçimleri Amerikan gazetelerinde de geniş bir yer tutuyor. Uluslararası Kriz Grubu’nun Kerkük’te seçim sonrasında etnik çatışma yaşanabileceği uyarısında bulunduğunu hatırlatan New York Times muhabiri Susan Sachs, Türkiye’nin de bu konudaki kaygısını dile getirdiğine dikkat çekiyor. Kriz Grubu’nun da Birleşmiş Milletler’e başvurarak Kerkük için özel temsilci atanması talebinde bulunduğunu aktaran muhabir, Kerkük’ü kapsamadan kurulabilecek bir Kürt devletinin ekonomik olarak yaşamasının çok zor olacağını vurguluyor:

"Türkiye, Kuzey Irak’taki belli başlı Türkmen gruplardan birine mali ve askeri destek sağlamakla birlikte, Irak’a müdahale etme niyetinde olmadığını ısrarla vurguluyor. Ancak Uluslararası Kriz Grubu’nun raporunda Türkiye’nin askeri müdahalede bulunma ihtimalinin göz ardı edilemeyeceği belirtiliyor ve “Irak’ta işler ters gider ve ülke bölünürse veya Kürtler bağımsız bir devlet kurma yönünde atlama taşı olarak Kerkük’ü ele geçirmeye kalkışırsa, askeri müdahale ihtimalini göz ardı etmek doğru olmaz” uyarısına yer veriliyor."

USA Today gazetesinde ise eski dışişleri bakanı Madeleine Albright’ın “Irak’ta kaçan fırsatlar” başlıklı bir makalesi dikkat çekiyor. Bush yönetiminin, Irak’taki seçimlerin yapılmasını büyük bir başarı ve zafer olarak gösterme çabasına karşı çıkan Albright, seçimin Irak’taki süreçlerden sadece biri olduğunu vurguluyor ve güvenlik koşullarının giderek daha da kötüleştiğine dikkat çekiyor. Albright, ayrıca yönetimi Irak’ta bir stratejiye sahip olmamakla da suçluyor:

"Yönetim elbette hemen herşeyi ortada bırakıp Irak’ı terk etmeyecek. Aradan makul bir zaman geçecek. Beyaz Saray’ın, halkın beklentilerini yeniden biçimlendirmesi için zamana ihtiyacı olacak. Savaş karşıtlarını, düşmanı güçlendirerek geriye tek seçenek olarak aşamalı bir çekilme şansı bırakmakla suçlamanın bir yolunu bulacak. Müttefikleri daha fazlasını yapmamakla, Birleşmiş Milletler’i seçimleri yetersiz biçimde planlamakla, İran ve Suriye’yi şiddeti kışkırtmakla, Irak güvenlik güçlerini diğer Iraklıları öldürmeyi reddetmekle suçlayacak. Kendisi dışında herkesi suçlayacak ve arkasında ölümcül, belirsiz ve patlamaya hazır bir Irak bırakacak. Umarım yanılıyorumdur."

New York Post yazarı John Podhoretz ise, Irak’ta nüfusun çoğunu oluşturan Şii ve Kürtlerin seçime katılmasının beklendiğini belirtiyor. Yazar, seçim sonrasında Ebu Musab el Zerkavi gibi teröristlerin koalisyon güçleriyle değil doğrudan Iraklılarla çatışmak zorunda kalacağını ve bu çatışmayı kaybedeceğini belirterek, bunun da Bush yönetimi açısından büyük bir başarı olacağı görüşüne yer veriyor:

"Bush karşıtı Demokratlar ve solcu ideologlar seçimlerin başarılı olması durumunda bunun Bush’un başarısı olarak görüleceğini biliyor ve bunu hazmedemiyor. Ve hala dış politikada geçmişin muhafazakar anlayışına takılıp kalanlara gelince, seçimin başarısı onları da geleceğe giden yolda kenara atacak. Bir zamanlar, direksiyon onlardaydı. Ama özgür bir Irak’ın yer aldığı dünyada, onlar artık otostopçu olacak. Belki kötümserlikleri Irak’ın değil kendi geleceklerine ilişkin kaygılarından kaynaklanıyordur."

Christian Science Monitor ise Ukrayna’nın Avrupa Birliği üyeliği talebini mercek altına alıyor. Avrupa Komisyonu’nun eski başkanı Romano Prodi’nin “Ukrayna’nın üyelik ihtimali Yeni Zelanda’nınki kadardır” dediğini hatırlatan gazete, Ukrayna’daki turuncu devrimle her şeyin değiştiğini belirtiyor:

"Elbette ki hayatını demokrasiye adayan Ukrayna devlet başkanı Yuşçenko ve onu destekleyen Ukrayna halkı, reformların devam etmesi koşuluyla üyeliğin bir gün gerçekleşeceği yönünde açık bir mesaj almayı hak ediyor. Bu yıllar, hatta on yıllar alabilir. Ama kapının bu ihtimale açılmaya başlaması lazım."

XS
SM
MD
LG