Erişilebilirlik

5 Ocak 2005: Tahran'ın Irak Seçimleri Sonrası Etkisi


Irak’ta Sünnilerin boykot etmesi beklenen seçimleri Şiilerin kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Iraklı Şii grupların İran’la çok sıcak tarihi ve kişisel bağları olduğunu hatırlatan New York Times da, seçim sonrasında Tahran yönetiminin Irak’ta yeni oluşacak hükümet üzerindeki muhtemel etkisini sorguluyor. Gazete, Saddam Hüseyin döneminde Tahran’dan destek görmüş olmalarına rağmen Iraklı Şiilerin İran tarzı bir siyasi modeli benimsemediğini belirtiyor ve asıl tehlikenin Irak’ın kendi içindeki bölünmeden kaynaklandığını vurguluyor.

"Eğer Şii partiler, Irak halkının değişik kesimlerinden büyük destek gören bir ulusal Irak yönetiminin parçası olarak iktidara gelirlerse, İran’dan bağımsız hareket etmeleri de garanti altına alınmış olur. Ama Ocak ayındaki seçim, Irak’ın özerk ancak zayıf bir Şii ve Kürt bölgesiyle, şiddetin sürdüğü Sünni bölgeler arasında bölünmesiyle sonuçlanırsa bu bağımsızlığı korumak da zorlaşır. Seçimler, ancak Sünni nüfusunu büyük bir kısmının çıkacak sonuçları kabul etmesi durumunda çözüm olabilir. Aksi taktirde 30 Ocak sonrasında Irak’ı bekleyen en büyük tehlike İran’daki entrikacı ayetullahlardan değil, Irak’ın kendi yabancılaşmış Sünnilerinden kaynaklanacaktır."

Amerikan dışişleri bakan yardımcısı Richard Armigate’in Suriye ziyaretini değerlendiren Washington Times ise, Bush yönetimini Suriye’ye karşı fazla hoşgörülü olmakla eleştiriyor. Armigate’in bazı sorunlara rağmen Amerika-Suriye ilişkilerinin doğru yönde ilerlediği yönündeki açıklamasına tepki gösteren gazete, dışişleri bakanlığı görevinde yaşanacak değişiklikle beraber Suriye politikasının da değişmesi gerektiğini savunuyor.

"Dışişleri Bakanı Colin Powell, 2003 Mayısındaki Şam ziyaretinde Esat’la yaptığı görüşmede Irak’taki Baasçı ve diğer terörist örgütlere destek verilmesi konusunu gündeme getirdi. Esat, başta Washington’un bütün taleplerini kabul etmiş gibi göründü ama Suriye’nin ayaklanmaya verdiği destek sürdü. Daha sonra Washington aynı talepleri defalarca gündeme getirdi, Suriye kabul etmiş göründü ama sonradan verdiği sözleri tutmadı. Bu, Dışişleri Bakanlığına atanan Condoleezza Rice’ın değiştirmesi gereken bir tutumdur..."

New York Post ise, Ortadoğu ve İslamiyet üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Amer Tahiri’nin yaklaşan Filistin seçimleriyle ilgili bir makalesine yer veriyor. Tahiri, seçimlerin barış umudunu artırdığına işaret ediyor ancak esen umut rüzgarlarına rağmen İsrail ve Filistin halklarının çoğunluğunun kısa bir sürede çatışma atmosferinden çıkarak uzlaşma ortamına yönelmeye hazır olmadığını da ekliyor.

"Ortadoğu’da bir Altın Çağ’ın eşiğinde olduğumuzu düşünmek çok yanlış olur. 13 yıl önce Madrit’te barış sürecinin başladığı döneme göre bugün Filistinliler arasında İsrail’in varlığına duyulan düşmanlık çok daha fazla. İsrail de 13 yıl öncesine göre, barışa daha az hazır. Arabuluculuk yapacak olan herkes bunun İsrail ve Filistin arasında bir sorun olduğunu ve ancak onlar tarafından çözülebileceğini bilerek hareket etmelidir. Dünyanın İsraillilere ve Filistinlilere vereceği mesaj basit ve açık olmalıdır: “Barışmanıza yardımcı olabiliriz ama sizin yerinize barış yapamayız”.

Başkan Bush tarafından Adalet Bakanlığına atanan Alberto Gonzales’e yönelik eleştiriler de sürüyor. Gonzales’in Irak, Afganistan ve Guantanamo’daki tutuklulara yapılan kötü muameleden sorumlu olduğunu ifade eden Boston Globe, Kongreden Gonzales’in bakanlığına karşı çıkmasını istiyor.

"Senatörler, yönetimin işkenceyle ilgili kararlarında Gonzales’in rolünü ortaya çıkarmalıdır. Amerika’nın uluslararası saygınlığına gölge düşüren bu politikayla ilgili belgelerin açıklanmasında ısrar edilmelidir. Bush, tutuklulara nasıl muamele edileceği konusunda eski Adalet bakanı John Ashcroft’tan doğru tavsiyeler almadı. Gonzales bu kaygıları giderinceye kadar Senato, bakanlığını reddetmelidir."

XS
SM
MD
LG