Washington Post bankalara yönelik denetimin sonuçlarını değerlendiriyor. Gazete, finans sektörünün geleceğinde, bankaların durumundan çok, ekonomideki genel gidişatın belirleyici olacağını savunuyor:
"Sıkı denetim ve bankaların sermaye yapılarını güçlendirme girişimleri, aslında yönetimin ekonomik büyümeyi sağlama çabasının sadece bir parçasını oluşturuyor. Bankaların bilançolarını olumsuz etkileyen batık krediler sorunu, hala çözülebilmiş değil. Tıpkı Kongre’nin onayladığı ekonomik teşvik paketi gibi, batık krediler sorununu çözmeyi amaçlayan program da henüz etkisini tam anlamıyla göstermiş değil. Eğer ekonominin durumu ve bankaların kredi portföyü düzelmeye başlarsa, dayanıklılık testi anlamsız kalacak. Eğer ekonomi daha da kötüye giderse, bankaları kurtarmak için şu anda öngörülenden çok daha fazla para gerekecek."
USA Today 19 bankaya uygulanan dayanıklılık testi sonuçlarının, vergi mükelleflerini ve yatırımcıları rahatlattığını yazıyor. Gazete, piyasalardaki belirsizliğin önemli ölçüde ortadan kalktığına işaret ediyor:
"Dayanıklılık testi, Washington’un bankalara para saçmadığını da ortaya çıkardı. Açıklanan sonuçlar, yönetimin, bankaların mali tablosunudikkatle incelediğini, gerekli yerlerde müdahale ettiğini ve birçok veriyi kamuoyuyla paylaştığını gösteriyor. Test sonuçları, yatırımcıların da önlerini görmesini sağladı. Mart başında, birçok bankanın bilançosuyla ilgili belirsizlik hisse senetlerinin düşmesine neden olmuştu. Dayanıklılık testi, bankaların güçlü ve zayıf yanlarını ortaya koydu. Ekonomideki durgunluk zaten yeterince kötü. Ancak büyük bankaların batması, durumu daha da kötüye götürebilir. Neyse ki, test sonuçları korkulduğu kadar kötü değil."
Christian Science Monitor gazetesi Pakistan’da ordu ile Taliban arasındaki çatışmaları, önemli bir dönüm noktası olarak görüyor. Gazete, Pakistan’ın sonunda Taliban tehdidini algılamaya başladığı yorumunda bulunuyor.
"Bir tehdidin farkına varmak ile o tehdidi ortadan kaldırmaya çalışmak farklı şeylerdir. Bunu, Swat vadisindeki çatışmalardan kaçan yüz binlerce mülteciden daha iyi kimse anlayamaz. Mültecilerin büyük bir kısmı, şimdilik akrabalarının ve arkadaşlarının yanında kalıyor. Ancak çatışmalar uzarsa, mülteci kamplarının kurulması kaçınılmaz olacak. Mülteciler evlerine döndüklerinde ise, temel hizmetler ve hukukun üstünlüğü mutlaka sağlanmış olmalıdır. Taliban tehdidine karşı harekete geçmekte ayaksürüyen hükümet ve ordu, şimdiye kadar bu sorunları görmezden geldi. Amerika’nın Pakistan’a yaptığı baskı bir ölçüde etkili oluyor. Ancak asıl etkili olacak güç, bizzat Pakistan halkının bu konudaki baskısı olacaktır. Ve mülteciler, gelişmeleri yakından izliyorlar."Los Angeles Times, son grip salgınının korkulduğu kadar ciddi boyutlara ulaşmadığını kaydediyor. Yapılan yorumda, buna rağmen hükümetin aldığı tedbirlerin yerinde olduğu vurgulanıyor.
"Daha önce domuz gribi olarak bilinen salgının, diğer grip salgınlarından daha ciddi bir tehlike oluşturmadığı ortaya çıktı. Bu durum, sağlık yetkililerine ve kamuoyuna rahat bir nefes alma imkânı tanıdı. Ancak grip hastalığının Amerika’da her yıl 36 bin kişinin ölümüne neden olduğu da unutulmamalı. İşte tam da bu nedenle yetkililer, gevşemeden ve rehavete kapılmadan bu salgından gerekli dersleri çıkartmalıdır. Virüs, sonbaharda çok daha tehlikeli bir biçimde geri dönebilir. Bu yüzden, o zamana kadar kamu sağlığını güvence altına alacak bütün önlemler alınmalıdır"