Yemek masasında akşam yemeğimizi yeriz.
Kahve masalarına kahvemizi koyarız.
''Turn the tables''
''Arkadaşın Amanda nasıl?''
''Artık çok iyi.''
'' 'Artık' derken ne demek istiyorsun?''
''Geçen yıl kıdemli bir meslektaşı onu işten attırmaya çalıştı.''
''Ne oldu?''
''Amanda durumu tersine çevirdi.''
''Şimdi patron oldu.''
İngilizce'de ''turn the tables'' deyimi, bir durumu avantaja dönüşecek şekilde tersine çevirmek demektir.
Kimileri, bu deyimin masa oyunlarından geldiğini söyler.
Yüzyıllar önce bir oyunu kaybetmeye başlayanlar masayı ters çevirerek rakiplerine karşı konum değiştirirdi.
Şah mat!
Kahve masalarına kahvemizi koyarız.
''Turn the tables''
''Arkadaşın Amanda nasıl?''
''Artık çok iyi.''
'' 'Artık' derken ne demek istiyorsun?''
''Geçen yıl kıdemli bir meslektaşı onu işten attırmaya çalıştı.''
''Ne oldu?''
''Amanda durumu tersine çevirdi.''
''Şimdi patron oldu.''
İngilizce'de ''turn the tables'' deyimi, bir durumu avantaja dönüşecek şekilde tersine çevirmek demektir.
Kimileri, bu deyimin masa oyunlarından geldiğini söyler.
Yüzyıllar önce bir oyunu kaybetmeye başlayanlar masayı ters çevirerek rakiplerine karşı konum değiştirirdi.
Şah mat!