Erişilebilirlik

Cizreli Çocukların Çığlığı


Şırnak’ın Cizre ilçesinde süren sokağa çıkma yasağı ve çatışmalardan en çok etkilenenlerin başında çocuklar geliyor. Günlerdir sokağa çıkamayan çocuklar seslerini duyurabilmek için blog kurdu. Çocuklar, duygularını bazen yazıyla, bazen resimlerle dile getirmeye çalışıyor.

Cizreli çocukların seslerini duyurabilmek için kurduğu bloğun adı ‘qerina Cizîre’ yani Cizre’nin çığlığı. Sokağa çıkamayan, okula gidemeyen, eve hapsolan çocukların seslerini duyurmak için kuruldu. Bloğun sloganı, ‘sokağa çıkma yasaklarında Cizre’den çocukların sesleri” İşte blogtan bazı sesler…

Cizre’den 13 yaşındaki Merve şunları yazmış:

“Biz neredeyse hayatın durduğu yerdeyiz. Ne eğitim, ne sağlık, ne de can güvenliğimiz var. Bize zaten en büyük darbeyi öğretmenlerimiz giderek vurdu ya! Öğretmenlerimiz bizim öyle hayallerimiz vardı ki. Ama şimdi bütün hayallerimiz suya düşmüş durumda. Şimdi sadece düşündüğümüz tek şey yaşayacak mıyız, yoksa yaşatacaklar mı? Sabahları zil sesleri duymamız gerekir niye top, silah sesleri duyuyoruz? Biz ne yaptık da bunları hak ettik? Silah ve top sesleri geldiğinde kardeşlerimiz yanımıza gelip bize sarılıyorlar 'abla korkuyoruz' diyorlar. Biz geceleri uyurken anne babamız uyumuyor, sabahlara kadar başımızda bekliyorlar birşey olsa hemen bizi korumak için. Hani mutluluk, hani eğitim, hani adalet, hani barış? Ne olur sesimizi duyun. Biz Barış istiyoruz, biz savaş istemiyoruz.”

İsmini yazmayan bir çocuk ise "Öğretmenimi aradı annem, cevapta vermiyorlar" diye başlamış sözlerine ve şöyle devam etmiş; ”Ben dördüncü sınıf öğrencisiyim. Sokağa çıkma yasağı var dediler. Tamam, sokağa çıkma var da niye silahlar, bombalar atılıyor onu anlamıyorum hiç. Annem hep kızıyor bize. Dışarı çıkmayın diye. Bahçeye bile çıkınca kızıyorlar. Çok sıkıldım. Oynamak istiyorum. Okuluma gitmek istiyorum. Öğretmenimi aradı annem, cevapta vermiyorlar.“

"Şimdi de silahlar atılıyor. Uyuyamıyoruz" diye başlayan 8 yaşındaki bir çocuk ise; “Sokağa çıkma yasağı var, okulumuza gidemiyoruz. Okulumuzda bir şey yok. Öğretmenlerimiz gitti. Biz öğretmenlerimizi çok özlüyoruz. Onlar hep rüyalarımıza giriyor. Canım çok sıkılıyor. Öğretmenimiz bize ders anlatırdı. Bize biber gazı sıkmasınlar, gözlerimiz çok acıyor. Şimdi de silahlar atılıyor. Uyuyamıyoruz. Küçük kardeşim geceleri çok ağlıyor. 4 yaşında. Annem susturamıyor. Sokağa çıkmayı kaldırsınlar. Okuluma gitmek istiyorum. Sokaklarda top oynamak istiyorum. Korkmak istemiyorum” sözleriyle duygularını dile getirmiş.

Ve liseli bir genç kızın duyguları: “Annem hep bana derdi okuyup bize bakacaksın ben de çok sevinirim ve beklenen gün geldi okula başladım. O gün çok heyecanlıydım.Yeni arkadaşlar yeni öğretmenler ve en önemlisi okuma yazma öğrenecektim ve öğrendim. Şimdi liseli bir genç kızım ama okumamı ve büyüyüp meslek sahibi olmamı elimden aldılar. Ben bu saatten sonra bu korkuyla bu psikolojiyle her gün sonumuz ne olacak diye düşünürken nasıl okurum. Bana bunun cevabını verin. Her şeye rağmen BARIŞ İSTİYORUM. Yani kısacası bu sokağa çıkma yasakları kaldırılsın lütfen. Kardeşlik ve barış içinde yaşayalım.”

Yazıların çoğunda karamsarlık hakim olsa da, umudunu kaybetmeyenler de var. 15 yaşındaki bir öğrenci umudunu şu cümlelerle dile getirmiş: ”İlkokula başladığım da çok heyecanlı ve mutluydum. Öğretmenlerim sorarlardı büyünce ne olacaksın. Hayalimde hep avukat olmak vardı ve hep avukat olacağım milletimin hakkını savunacağım derdim. Şimdi büyüdük liseli olduk. Her gün korkuyla uyansam bile hayalimden vazgeçmedim. Devam ediyorum bu yolda. Şimdi eğitim hakkım elimden alındı. Halkım göç etti. Öğretmenlerim bıraktı beni. Gelecek diye bir şey bırakmadılar. Ama bu yolda yürüyeceğim. Kardeşlerim için milletim için barış istiyorum barış, eşit olmak istiyorum.”

Blogda yer alan resimler de ise yaşanan olaylar ve barış özlemi kağıda yansıtılmış.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG